Bilgisayarımı Temizliyorum: merak edenlere söyleyeyim; bilgisayarımda ve maillerimde biriken şeyleri şuraya koyayım da sileyim istedim. Bunlar onlar işte.

14 Aralık 2010 Salı

Tüm Calisan Bayanlara Ithaf Olunur :)

on  with No comments 
In  

Oyle degil iste. Istiyor. Insan herseyi istiyor. 
Hem de ayni anda... Nedir bu hersey? 

Yaptığın işi, iyi yapmaya calışacaksın. 
Kafa patlatacaksin. 
Uyduruk kaydırık olmamasına ugraşacaksın. 
Bu yeterince zor zaten. 

Sabah aksam işle yatıp kalkman gerekiyor. 

Ama iste an geliyor, o da insani kesmiyor. 
Insan, yatagına is dışında, baska seyler de almak istiyor! 
Ee peki, aşık oldun oldun diyelim. 

Sanki bir iliskiyi yürütmek kolay? 
O da inanilmaz emek istiyor. Diyelim ki, iyi gidiyor. 
Şükrediyorsun. Ama bu sefer ne 
oluyor? 
Iki kisilik bir dünyada Kucuk Prens ve Kucuk Prenses olarak yasamaman 
gerekiyor. Sosyal hayatin da olacak. 

Gideceksin, dostlarinla, arkadaslarinla vakit gecireceksin. 
Peki anladik, onu da yaptin. Ama kendini de beslemen gerekiyor. 
Ruhunu yani. Okunacak kitaplar, gezilecek sergiler, izlenecek 
filmler var. Ne yazik ki is, ruhla da bitmiyor. 

Butun bunlari yaparken bakimli ve guzel olmak icap ediyor. 

Ee 30 yasindan sonra da iyi durabilmek için epey bir çaba gerekiyor 
Spor yapacaksin spor! :boom: 
Yine fedakarlik: 

Ya sabahin korunde kalkip bir saat yuruyeceksin ya da is cikisinda herkesi ekip 
yuzmeye gideceksin 

Ay bitmiyor! 

Paran olmasi gerekiyor, 
sabrin olmasi gerekiyor, 
vaktin olmasi gerekiyor, 
berbere gitmen gerekiyor, 
dip boya yaptirman gerekiyor, 
manikur, pedikur, sonra aileni ihmal etmemen gerekiyor, 
varsa kedinle günde en az bir saat sarmas dolas olman gerekiyor 

(aman bu kısmını almayalım lütfen), onun sagligi, senin sagligin, 
evin bakimi, onarimi, arabanin durumu... Ee ne oluyor? 

Sucluluk ve vicdan azabi içinde kivraniyorsun. Sürekli bir yerlere yetişmeye 
calisiyorsun. Beceremiyorsun. Hepsinin altindan kalkmaya calisinca da... 

Toptan çuvalliyorsun! 

Iyi bir is mi cikardin, patronun "Bugün amma da cirkinsin!" diyor. 

Guzel mi gorunuyorsun, bu sefer isinde "low profile" oluyorsun. 

Evin guzel mi oldu, ha ha ha parasiz kaliyorsun. 
Tam kendini iyi hissediyorsun, bu sefer de sismanlamaya basladigini farkediyorsun. 

Ben kacmak istiyorum! 
Ben bu yazi üstüne ciglik atmak istiyorum.

AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA !!!!!!!
 
Share:

4 Aralık 2010 Cumartesi

2 Aralık 2010 Perşembe

Evlilik - fıkralar

on  with No comments 
In , ,  
EVLILIK (BOLUM 1)
Tipik bir maco adam, cok hos bir kadinla evlenir ve nikahin hemen ardindan,kurallarini ortaya koyar :
'Eve ne zaman istersem,saat kacta istersem, ki herseyden once eger istersem,
o zaman gelirim ve senden bu konuyla ilgili bir tartisma istemiyorum.
Ben baskabir sey soylemedikce, her aksam yemek masasini kusursuz istiyorum.
İstedigim zaman eski kiz arkadaslarimla icmeye ve kagit oynamaya giderim ve bana bu konuda gucluk cikarma sakin.
Bunlar benim kurallarim.Yorumun var mi?'
Kadin: 'Hayir, benim icin sakincasi yok.Yalniz sunu bilki,burada
her gece saat 7'de sex yapilacak, sen olsanda, olmasanda.'
************************

EVLILIK (BOLUM 2)

Kari koca, evliliklerinin 40.yildonumunde sert bir agiz dalasina girerler.
Adam der ki; 'Sen oldugunde, mezar tasina soyle yazdiracagim;
'--Burada benim karim yatiyor - Her zamankigibi soguk'
'Yaa??' der kadin; 'Sen oldugun zaman da ben senin mezar tasina soyle yazdiracagim;
' -- Burada benim kocam yatiyor.- Nihayet sertlesti.'
*********************

EVLILIK (BOLUM 3)

Doktor ve karisi kahvaltı masasinda tartisiyorlar.
Adam hiddetle masadan kalkar ve
'sen zaten yatakta da iyi degilsin'der ve hisimla evi terkeder.
Bir muddet sonra kotu bir hareket yaptigini dusunup,
durumu telafi etmek uzere telefon acmaya karar verir.
Kadin telefonu defalarca caldiktan sonra acar ve adam sinirli
 bir sekilde sorar;
'Telefona cevap vermekte niye bu kadar geciktin?'
'Yataktaydim' der kadin.
'Bu saatte yatakta ne yapiyorsun?'
'Ikinci bir gorus aliyorum'
*************

EVLILIK (BOLUM 4)

Bir adamin 6 cocugu var ve bu basarisindan fazlasiyle gurur duyuyor.
O denli gurur duyuyor ki, karisini, onun tepkisine ragmen,
'6 cocugumun annesi' diye cagirmaya basliyor.
Birgece bir partiye gidiyorlar.Adam eve donme vaktinin geldigine karar verdiginde,
karisinin da gitmeye hazir olup olmadigini ogrenmek istiyor.Olanca sesiyle bagiriyor;
'Eve gidelim mi, 6 cocugumun annesi?'
Kadin, kocasinin bu dangalakligindan son derece rahatsiz oluyor ve o da ayni sekilde bagiriyor;
'Ne zaman istersen, 4 cocugumun babasi!
********************

EVLILIK (BOLUM 5)

Bir isadami tavernaya girer, bara oturur ve bir duble martini siparis eder.
Ickisini bitirdikten sonra, gomleginin cebine bir goz atar,
ardindan barmene bir duble martini daha hazirlamasini soyler.
Bunu da bitirince, yine gomleginin cebine bir goz atar,
sonra barmene donup bir duble daha martini siparisi verir.
Barmen;'Bakin bayim, size butun bir gece boyunca martini getirebilirm.
Fakat,bardagi her doldurmami istemenizden once
nicin gomleginizin cebine baktiginizi soylemek zorundasiniz.'deyince adam cevap verir;
'Karimin fotografina bakiyorum.Ne zaman gozume guzel gozukecek,
iste o zaman eve gitme zamani gelmis olacak.'
Share:

Ben çocukken salaktım - Cem Yılmaz

on  with No comments 
In  
 Ben çocukken salaktım. Edip Akbayram´ın ismini Edi zannederdim. Yani o‚ benim için ´Edi Pakbayram´di.
-Ablama‚ ´Nasıl olup da koca bir günü canin sıkılmadan evde oturarak geçiriyorsun?´ demiştim.
´Büyüyünce insanin canı sokakta oynamak istemez ki´ cevabını vermişti. Uzunca bir sure büyüyüp büyümediğimi anlamak için kendime‚ ´Canin sokakta oynamayı istiyor mu?´ diye sormuştum.
-Annem erkeğin cinsel organını ´pipi´‚ kadınınkini ´kutu´ olarak tanımlamıştı.O zamanlar TRT´de Cenk Koray´ın sunduğu ´Tele Kutu´ diye bir yarışma vardı. Yarışmacılar‚ ´Hayır Cenk Bey. Ben kutumu açmak istiyorum´ deyince koşarak odadan kaçardım.
-Sabahları kalktığımda aklimin hala yerinde olup olmadığını anlamak için 2+2‚ 3+4 gibi toplama işlemleri yapardım. Sonuçlar doğru olunca da çok sevinirdim.
-Dedemle parka gittiğimiz bir gün TRT´ciler çekim için oradaydı.Beni oynarken çektiler. Yayın günü bizim aile‚ jeneriğinde gözüktüğüm çocuk programını izlemek için televizyon başına gecti. Kendimi ekranda görünce‚´Beni niye parkta unuttunuuuuz?´ diye gözyaşlarına boğulmuştum.
-´Geri vites´ kavramım yoktu. Şoför‚ kolunu koltuğa atıp arkaya doğru bakınca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.
-Benden büyük kuzenlerim dondurmacıların dondurma külahlarının sivri kısmıyla kulaklarını karıştırdığını söylemişti. İnanmıştım. Hala da külahların sivri kısımlarını yemem‚ çöpe atarım.
-Babaannem bir gün gelirse sevdiğim dizilerin olmadığı bir gün gelsin istiyordum.
-Abimle Karaoğlancılık oynardık. O Karaoğlan olurdu‚ beni de Bizans askeri yapardı. Sonra evire çevire döverdi. Çok mühim bir şey yaptığımı sandığım için canim yansa bile hiç sesimi çıkarmazdım.
-Yeşil ve siyah zeytinin ayrı ağaçlarda yetiştiğini sanırdım. Bulmacalardaki‚´Annenin erkek kardeşi´ kısmına dayımın beş harfli ismini sığdırmaya çalışırdım.
-Anaokulunda patates baskısı yapmayı öğrenmiştik. O kadar hoşuma gitmişti ki‚ evde duvarlara‚ masa örtülerine filan basmıştım.Ancak sanat merakım annemin yeni aldığı beyaz eteğe patatesi yapıştırmamla son bulmuştu.Hem gönlünü almak hem de el koyduğu patateslerime kavuşmak için dahiyane bir fikirle öğretmenimin yanına gittim. ´Annem´ yazısını patatese oydurttum. Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batırdığım patatesi vücudumun her tarafına bastım. Sonra da annemin karsısına gectim. Beni o halde gorunce ağlamaya başlamıştı.
-Madonna ile Maradona´yı kardeş zannederdim. Kendi kendime‚ ´Bunların babası ne şanslı be. Bir çocuğu futbolun kralı‚biri müziğin kraliçesi´ derdim.
-Birinden özür dilediğim zaman Allah´ın bana bir özür vereceğini sanırdım. Sakat olacağımı düşünüp hemen ´dilediğim özrü ´ geri alırdım.
-Kurban Bayramı´nda toplanan derilerden uçak yapıldığını sanırdım.Uçakların diş yüzeyinin bu derilerle kaplandığı için Türk Hava Kurumu´nun topladığını düşünüyordum. Uçak kaçırma filmlerinde silahla ateş edildiğinde ya da bomba patladığında‚ ´Ayyy! Deri delindi!´derdim.
-´Gil´ diye konuşanları fakir zannederdim. -Annem banyodan çıktıktan sonra babamın söylediği‚ ´Sıhhatler olsun´ lafını ´Saatler olsun´ diye anlardım. Bunun da‚ ´Banyoda amma çok kaldın´ gibi bir şey demek olduğunu sanıp babamın anneme kızdığını düşünürdüm. Annemin buna karşın niye sadece‚ Sağol´ dediğini merak ederdim. ´Ne kibar kadın‚derdim.

Cem Yılmaz
Share:

burçların serüveni

on  with No comments 
In  
... ve tanri bir sabah oniki cocugun onunde durdu ve her birine yasamin tohumlarini ekti. cocuklar kendilerine verilen armagani almak icin birer birer one ciktilar.

"koc! sana ilk tohumu ekme onurunu veriyorum. ektigin her bir tohuma karsilik elinde bir milyon tohum bulacaksin, fakat onlarin buyumelerini gorecek vaktin olmayacak. insanlarin aklina ben'i yerlestirecek ilk kisi sen olacaksin, fakat bu dusunceyi gelistirme ya da hakkinda soru sormak senin gorevin olmayacak. yasaminin sebebi eylemdir ve bu eylem insanlara benim yaraticiligimi haber verecektir. iyi calisabilmen icin sana kendini begenme ozelligini veriyorum." ve koc sessizce yerine cekildi.

"boga! sana tohumu madde haline getirme gucunu veriyorum. baslanmis olan butun isleri senin bitirmen gerektigi icin gorevin cok sabir istemektedir, aksi halde tohumlar ruzgarda savrulup kaybolacaktir. yapmani istedigim bu gorev icin soru sormayacak, isin ortasinda dusunceni degistirmeyecek ve baskalarindan destek beklemeyeceksin. bunun icin sana guclulugu veriyorum. onu akillica kullan." ve boga yerine cekildi.

"ikizler! sana insanlarin cevrelerinde gordukleri seyi anlamalarini saglayabilmen icin cevapsiz sorular veriyorum. insanlarin neden konusup, neden dinlediklerini hic bir zaman bilmeyeceksin, fakat cevap bulmak icin yapacagin arastirmalarda sana armagan olan bilgi'yi bulacaksin." ve ikizler yerine cekildi.

"yengec! sana insanlara duyguyu ogretme gorevini veriyorum. butun duyguyu yasayarak ogrenmeleri ve olgunluga ulasmalari icin onlari hem aglatip hem guldureceksin. sana olgunlugu hizla arttiracak olan aile armaganini veriyorum." ve yengec yerine cekildi.

"aslan! sana yaraticiligimin tum gorkemini dunyaya gosterme gorevini veriyorum. ancak azametinde dikkatli olmali ve bu yaraticiligin senin degil, benim oldugunu daima hatirlamalisin. eger bunu unutursan insanlar seni kucuk goreceklerdir. bu gorevi iyi bir sekilde yerine getirirsen buyuk haz duyacaksin. bunun icin sana armaganim onur'dur.". ve aslan yerine cekildi.

"basak! sende insanlarin benim yarattiklarimla neler yaptiklarini sinamani istiyorum. onlarin ne yaptiklarini dikkatlice inceleyip kusurlarini hatirlatacaksin ve boylece benim yarattiklarimi iyice ogrenmelerini saglayacaksin. sana bunu yapabilmen icin saf dusunce'yi armagan ediyorum." ve basak yerine cekildi.

"terazi! sana insanlarin birbirlerine karsi olan gorevlerini hatirlayabilmeleri icin hizmet erdemini veriyorum. boylece insanlar isbirligini ogrenecek ve kendi davranislarinin diger yonlerini de yansitma yetenegini edineceklerdir. ve uyumsuzluk olan ger yere seni yerlestirecegim ve bu gayretlerin icin sana armaganim sevgi'dir."

"akrep! sana cok guc bir gorev veriyorum. insanlara dusunduklerini anlama yetenegi verdigim halde, anladiklarini soylemene izin vermeyecegim. bircok kez gorduklerinle aci cekecek ve bu aci ile benden uzaklasacaksin. bu acinin benden degil benim yanlis anlasilmis olmamdan dogdugunu unutacaksin. bircak insani hayvan gibi gorecek ve onlarin hayvansal icguduleriyle oylesine ugrasacaksin ki yolunu sasiracaksin, fakat sonunda gene bana doneceksin. akrep sana en ustun armaganim olan amac’i veriyorum."

"yay! senden beni yanlis anlayip caresizlige dustuklerinde insanlari guldurmeni istiyorum. guldurme insanlara umut verecek ve bu umutla insanlarin gozlerini bana cevirmelerini saglayacaksin. bircok kisinin yasamina yalniz bir an icin girecek ve girdigin her yasantidaki huzursuzlugu taniyacaksin. sana yay, karanliktaki her koseye erisip aydinlatabilmen icin sonsuz bereket veriyorum."

"oglak! senden insanlara calismayi ogretmen icin alinterini istiyorum. tum insanlarin yukunu omuzlarinda tasiyacagin icin bu gorev hic de kolay degildir. ama bu boyundurugun yuku icin senin ellerine insanligin sorumlulugunu koyuyorum."

"kova! sana insanlarin tum olanaklari gorebilmelericin gelecek kavramini veriyorum. benim sevgimi kisilestirmen icin yalnizlik acisini cok duyacaksin. insanlarin gozlerini yeni olanaklara cevirebilmeleri icin sana ozgurlugu armagan ediyorum."

"balik! sana hepsinden daha guc bir gorev veriyorum. senden insanlarin uzuntulerini toplayip bana geri getirmeni istiyorum. senin gozyaslarin sonunda benim gozyaslarim olacak. senin topladigin uzuntuler insanlarin beni yanlis anlamalarindan dogmus uzuntulerdir, fakat senin onlara verecegin sefkatle onlar yeniden beni anlamaya calisacaklardir. bu guc gorev icin sana en buyuk armaganimi veriyorum. sen oniki cocugum arasinda beni tek anlayan olacaksin, fakat bu anlayis yalniz senin icindir, sen onu insanlara anlatmak istediginde onlar seni dinlemeyeceklerdir." ve balik yerine cekildi.
Share:

on  with No comments 
In  
Sokakta dolaşırken yanıma pasaklı, pejmürde görünüşlü,
Muhtemelen evsiz bir bayan yaklaştı ve akşam yemeği için bir kaç dolar vermemi istedi.
Cüzdanımdan 10 dolar çıkardım ve sordum:
"Eğer bu parayı sana verirsem, bununla akşam yemeği yerine
şarap almaz mısın?
"Hayır, yıllar önce içkiyi bıraktım" diye cevap verdi evsiz bayan.
"Bu parayla yiyecek almak yerine alış verişe gitmez
misin?" diye sordum.
"Hayır, alış veriş için boş zamanım yok" diye cevap verdi
evsiz bayan.
"Bütün zamanımı hayatta kalmak için harcamalıyım."
"Bu parayı yiyecek almak yerine güzellik salonunda da mı
harcamazsın"diye sordum.
"Deli misin" dedi bayan; "20 yıldır saçlarımı yaptırmıyorum."
"Pekala" dedim. "Sana bu parayı vermeyeceğim. Onun yerine
seni, kocam ve benimle beraber akşam yemeğine restorana
götüreceğim."
Evsiz bayan çok şaşırdı. "Bunu yaptığın için kocan sana
kızmayacak mı? Çok kirliyim ve muhtemelen iğrenç
kokuyorum."
Dedim ki: "Sorun değil. Önemli olan kocamın alışverişten,
kuaförden ve şaraptan vazgeçen kadınların neye
benzeyeceğini görmesi
Share: