Bilgisayarımı Temizliyorum: merak edenlere söyleyeyim; bilgisayarımda ve maillerimde biriken şeyleri şuraya koyayım da sileyim istedim. Bunlar onlar işte.

29 Haziran 2012 Cuma

KANSERİN ÖLÜMÜ

on  with No comments 
In  
Arkadaşlar. Yeniköy Mimarlar Sitesinde komşum ve meslekdaşıma 30 yıl evvel doktorlar 6 ay ömrü kaldığını söylediler. Ailesini bu sonuca alıştırdı; evin tüm ihtiyaçlarını gördü, temin etti; kendini ölüme hazırladı. Buğday çimlenmesinin hastalığa iyi geldiğini bir yerde okumuş. Evin bir odasına toprak döşedi; orada buğday yetiştirdi; buğday çimini mikserde öğüterek her gün ve devamlı içti. 30 yıldır yaşıyor. Artık çime de gereksinimi kalmadı. Sağlıklı günler dileğiyle...
Yılmaz Ergüvenç


KANSERİN ÖLÜMÜ MUTLAKA OKUYUN!
ASRIMIZIN EN KÖTÜ HASTALIĞI İÇİN HER BİLGİNİN ÖNEMİNE İNANDIĞIMDAN ELİME GELEN BU MAİLİ HERKESE GÖNDERİYORUM.

Buğday çimi ekiniz ve yiyiniz, Buğday şırası yapınız ve içiniz. 
Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya'da içtikleri Buğday şırası geliyor.
Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi Pakistan'daki Hunzakut Prensliği'nde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular, acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar. Türkiye'de acı badem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor.

Ödemiş'le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş Bozdağ'ın eteklerinde cennet gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek bir de kitap yazan Doktor İlhami Güneral ile sohbetimiz sürüyor.
Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir.
Buğday müthiş bir kanser ilacıdır.
Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır.
Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir.
Taze olarak kullanılan Buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.
Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir.
Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü anti kanseri olan 'laetril' içermektedir. 
Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. (Japon Bilim Adamı Nagivara)
Japon Bilim Adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur.
- Buğday çimini evde üretebilir miyiz?
- Evde de üretilebilir, küçük bir saksıda bile üretilebilir ve olduğu gibi yenebilir, evde üretemeyenlere tavsiyemiz ise buğday şırası üretmeleri....
- Buğday şırasını herkes üretebilir mi?
- Evet herkes üretebilir.
- İsterseniz tarif edeyim.
Bir bardak aşurelik buğday, önce tertemiz yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur.
Üzerine 3 bardak su klorlu olmamak şartıyla ilave edilir. 
Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir.
Bu ilk su kullanılmaz, dökülür. 
Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir.
24 saat bekletildikten sonra oluşan yarı gazozlu su içilmek üzere bir kaba aktarılır. 
Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın ise günde 3 kez şıra alınır.
Buğday şırasının lezzeti bazılarına itici gelebilir. 
O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.
- Az önce sözünü ettiğimiz 'laetril' buğday çiminden başka nelerde bulunur?
Çünkü anlaşılıyor ki, 'laetril' kanserin tedavisinde en etkin maddelerden biri...
Elmanın çekirdeğini de yiyin!
- Evet, Türkiye'de en kolay laetril'e ulaşabileceğimiz yer acı badem ve kayısı çekirdeğidir. 
Ayrıca laetril elma çekirdeğinde de vardır. Elmanın çekirdeği yenilirse çok da iyi olur. Amerika'daki ilaç sanayinin maşaları bu 'laetril' adlı ilacı yasaklatmayı başarmışlardır ama Meksika'da satılan 'laetril' bu ülkeden alınıp kaçak olarak ABD'ye sokulmaktadır.
Laetril, vitamin ve minerallerle verildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır.
'Kanserin Ölümü' adlı kitabında Manner, laetril ile yüzde 90 başarı kazandığını söylemişti.
- Acı badem ve kayısı çekirdeği de laetril içeriyor öyle mi?
- Evet öyle. Türkiye'de acı badem ve kayısı çekirdeğinin sıkça tüketildiği yerlerde resmi bir istatistik yok ama kanser vakalarının az olduğuna inanılıyor. Resmi istatistik yapılan bir ülke var...
Pakistan'a komşu küçük bir prenslik olan Hunzakut'ta şimdiye kadar hiç kanser olayına rastlanmadı.
Hanzakut'un özelliği temel besinleri kayısı ve kayısı çekirdeği...

- Dünyada bugün kullanılmakta olan kemoterapi ve radyoterapi bağışıklık sistemini bozduğunu iddia ediyorsunuz alternatif tedavilerin bir sıralamasını yapsak en öne hangisini koyarsınız?
- Önceliği bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilere veririm, daha sonra biyolojik tedaviler ve bitkisel tedaviler gelir.
Bağışıklık sistemi konusunda Alman doktor Issel'in tüm beden tedavisi bugün bu ülkedeki 60/70 klinikte başarı ile uygulanmaktadır.
Başarılı bir yöntem: Tüm beden tedavisi
- Tüm beden tedavisi nedir?
- Joseph Issel de bizim gibi kanseri lokal bir hastalık olarak değil, tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir hastalık olarak ele alıyordu. 
Ona göre vücutta sürekli olarak kanser hücreleri ürüyor fakat sağlıklı bir bağışıklık sistemi bu hücreleri hemen tahrip ediyordu.
Issel'in bir diğer tedavi yöntemide, ayda bir olmak üzere, özel olarak muamele görmüş bir kolibasil aşısı olan Pyrifer ile ateş şoku tedavisi idi. 
Bu yöntemle hastadan bir miktar kan alınıyor, bunu ozon oksijen birleşim ile karıştırarak yeniden hastanın damarından enjekte ediyordu. 
Binlerce kanser hastası bu yöntemle iyileşmişti.
Eski Sovyetler'de, şimdiki Rusya'da bu yöntem halen kullanılıyor.

Dr. Serap KIRMIZI
Uludag University
Faculty of Science and Arts
Department of Biology
16059 Gorukle/Bursa TURKEY 
Share:

26 Haziran 2012 Salı

ANNESINI ÖLDÜREREK CEZAEVINE DÜŞMÜŞ HUKUK FAKÜLTESI ÖGRENCISI KIZIN CEZAEVINDEN GÖNDERDIGI MEKTUP....‏

on  with No comments 
In ,  

Profesör Anne, kizi tarafindan öldürüldü" haberi medya da yayinlandigi zaman, hepimiz sasirdik. Anadolu da yasanan "töre cinayeti" haberlerini okudugumuz zaman, "Cehaletle mücadele etmek sart!" cümlesini hepimiz kuruyorduk. Ancak Hukuk Fakültesinde ögrenci olan genç bir kiz, Tip Fakültesinde Profesör olan annesini öldürünce "töre cinayetleri" için buldugumuz basit ve kolay çözümleri sorgular olduk.
Annesini öldüren Basak AYDINTUŞ, yasadiklarini Adem SOLAK Bey'le paylasmis. Ţiddeti Anlamak (Cezaevi Görüsmeleri) adli kitabinda Adem SOLAK Bey, Basak AYDINTUŞ'un yazdiklarini yayinlamis. Ben yazilanlarini okurken, "Hiçbir sey sebepsiz degildir" cümlesini defalarca tekrarladim.
Medya da cinayet haberlerini okurken, "Hayirsiz evlat iste!" deyip geçistiriyoruz. Basak AYDINTUŞ'un yazdiklarini okuyunca bakalim siz ne düsüneceksiniz?
* * * * * * *
şiddet sadece egitimle ilgili bir olgu olamaz. Insanlarin nasil yetistigi, yetisirken neler yasadigi, hayata nasil baktigi, iç dünyasindaki denge ve dengesizliklerin neler oldugu önemlidir. Bir de son anda insan yasantisindaki olaylara bakmak gerekir. Ýçinizde firtinalar, korkular, acilar varsa ve onlarla bas etme gücünüzü bir an bile yitirirseniz, hayatin anlamini da yitirirsiniz ve o an gözünüz kararir. Gözünüzle birlikte ruhunuz, akliniz kararir; her sey kapkaranlik olur... Ýnsan egitim düzeyi düsükken de, yoksulken de mutlu olabilir.
Ben babaannemle dedemin yaninda büyüdüm. Anne, baba eve gece 11 den önce gelemedigi için öyle bir karar verilmis. Ben annemi anne, babami baba olarak bilemedim. Onlarin beni sevip sevemedigini hiç anlayamadim; belki de bu nedenledir, bende onlari sevdigimi hiç hissedemedim. Ancak, bu dava sürecinde babamla yakinligim artti ve son zamanlarda beni sevdigini düsünüyorum.
Büyükanne ve büyükbaba ile yasamak beni yetiskin biri gibi yapti hep. Çocuklugumu yasadigimi hatirlayamiyorum. Bir yandan hep kendimi büyük gibi hissettim; diger yandan, bir yanim (belki de en çok duygu dünyam) sanki hep çocuk kaldi.
Mizaç olarak uysal ve büyüklerinin her dedigini yapan birisiyim. "Yapamam" deme gibi bir sansim yok; istemesem de yaparim. Benden, arzu etmedigim bir sey de istenmis olsa, hayir diyemem; nefret ede ede yaparim. Öyle yetistirildim.
Çocuklugumda belli zamanlari anne ve babamin yaninda geçirmek zorundaydim. Bu benim istemedigim ve mutsuz oldugum durumdu. Çünkü onlar hep kavga ederdi. Sürekli tartisir, itisirlerdi. Annem çogu zaman eline geçen ne olursa babama firlatirdi. Evde bir kenari kirik olmayan tava yoktu.
Çocuklugumdan beri evimizde tanik oldugum manzara beni hep korkutur, tedirgin eder, derinden üzerdi. Bagirti, hakaret, itisme, kalkisma, firlatma...
Elimden bir sey gelmedigi için köseme çekilir, korku ve endiseyle sakinlesmelerini beklerdim.
En çok annem olmak üzere, anne - babam birbirlerine çok agir sözler söylüyorlardi. Annemin sözleri agza alinacak gibi degildi. Benim asla anlamayacagim bir sekilde, babamdan nefret ediyordu. Bazen de babama olan öfkesini bana kusuyordu. Babama ve bana kendimi bildim bileli hep küfürlü konusurdu. Annem ayni zamanda bir laf cambaziydi.
Onunla kimse bas edemezdi. C.I.A. saflarinda psikolojik iskenceci olarak çalismaliydi. Tüm yikici özelliklerini babamin ve benim üzerimde denemekten hoslaniyordu. Ben, bu yüzden hep psikolojik aci çekerek büyüdüm. Baska insanlar onu sirin ve sempatik bilsin diye, gayret gösterirdi. Evinde farkli, disarida çok farkliydi. Onun gerçek yüzünü babam ve ben bilebilirdik ancak.
Evimizde sürekli bir savas hali vardi. Evde esyalarin havada uçusmasi ve tabaklarin kirilmasindan çok, küfür dolu sözler beni ürkütürdü. Her sey benim yanimda oluyordu. Çocuktum ve olan bitenlerden çok korkuyordum. Ben hayatin öyle olduguna karar vermistim artik. Çünkü annem de babam da benim gibi, evlerinin tek çocuklariydi. Amcam, teyzem, halam, dayim olmadigi için baska aileler nasildir, hiçbir zaman bilemedim.
Benim kendi dünyam, annemin babamin ayri ayri kendi dünyalari vardi. Ancak en anlamadigim sey, annemin iki ayri kisilik sergilemesiydi. Babamla savas halinde iken, o sirada telefonu çalsa, arayan kisiyle gayet nazik, sicak, samimi bir sekilde konusabilirdi. Böyle davranmasi beni hem çok sasirtir, hem de deli ederdi. O iyi yüzünü neden bize göstermiyordu, anlamiyordum.
2004 yilinda annem, babam kendi aralarinda bosanma karari almislardi. Bir gün beni aralarinda oturtup ayrilma kararlarini birlikte açikladilar. Hallerinden üzülecegimi, yikilacagimi sandiklari belliydi. Oysa, bu karari duymak beni çok sevindirmisti. Artik birbirlerini kirip dökmeyecekleri için mutluydum. Keske böyle bir karari çok önceden almis olsalardi.
Ayrilik sürecinde anladim ki, annem blöf yapmis. Bir geri dönüs de olamadi. Ayrildiklarindan iki yil sonra 2006'da babam baska bir kadinla evlendi. Ayrilik ve sonrasi durum annemi daha da asabilestirdi. Artik tüm öfkesini bana kusuyor; nefes almam bile sorun oluyordu. Kullandigi kötü ifadelerinin dozunun artmasi, çirkin sözlerinin daha da agirlasmasi beni giderek boguyordu. Ruhum aciyor, gözüm karariyordu onun yaninda. Benim agzima alamayacagim ama olaydan sonra kismen basinda yer alan alçaltici sözleri, kisiligimi yerle bir ediyordu; dayanamiyordum.
Sonra o kötü olay oldu...
Ne tuhaftir ki, ilk günler cezaevi bana cennet gibi geldi. Kendimi, hiç olmadigim kadar özgür hissettim. Rahatladigim, zincirlerimden kurtuldugum duygusunu yasadim. Ben içimden geleni söylüyorum. Bunlari anlamanizi beklemiyorum. Kimsenin anlayacagini da sanmiyorum.
Ben tek çocuktum ve her seye tek basina katlanmak zorundaydim. Duygularimi, düsüncelerimi, zorluklarimi, acilarimi paylasacak birileri olsaydi, belki o denli bunalmaz, zorlanmaz, bogulmazdim.
Bilmiyorum. Anlatamiyorum. Egitim adina, ders adina, bilim adina bir yerlere ve birilerine yarari olacaksa, bütün bunlari ve daha fazlasini yazmak, sizin çalismalariniz yoluyla toplumla paylasmak isterim.
Geri dönüp baktigimda sunu görüyorum; annem, babam, bana ihtiyacim olan sevgiyi hiçbir zaman vermediler. Ben de onlari sevmedim. Onlarin beni sevdiklerine de hiçbir zaman inanmadim...
* * * * * *
Yaziyi okurken altini çizdigim cümleleri kalin harflerle yazdim. Anne baba evi nasil bir cehenneme çevirmisse, Basak AYDINTUĐ cezaevine girince, "Cezaevi bana cennet gibi geldi!" diyor.
Bu aci olaydan çikartilacak çok ders var. Anne babasinin yaninda mutlu olamayan çocuklar, ya kendilerini mutsuz edenlerden intikam aliyor, ya da mutlu olabileceklerini düsündükleri mekana gidiyor. Gitmek zorunda kaliyor.
Sizin eviniz, çocuklariniz için cennetten bir bahçe mi, cehennem çukuru mu?


-- 
Av.Dr. Özcan Günergök
Share:

24 Haziran 2012 Pazar

100 Öpücük

on  with No comments 
In ,  

Yurt disinda yasayan adam karisina bir mail gonderiyor:
Sevgili karicigim, bu ay maasimdan sana para
gönderemiyorum, onun
yerine 100 öpücük gönderiyorum. Sen benim bir
tanemsin.
Kocan Allen
Karisi da ona cevap veriyor, Sevgili askim,
Gonderdigin 100 öpücük için tesekkür ederim. Masraflar söyle;
1- Sütçü bir aylik süt için 2 öpücügü kabul etti, > >>>
2- Elektrikçi 7 öpücükten sonra anlasmaya razi oldu,
3- Evsahibi kira için hergün 2-3 defa ugruyor,
4- Bakkal sadece öpücüge razi olmadi, ona ilave baska
seyler de verdim,
5- Diger masraflar toplam 40 öpücük...
Beni lütfen merak etme, daha 35 öpücük bakiyem var ve bu
ayi çikarabilirim.
Gelecek ay için de ayni yönde mi plan yapmaliyim? Lütfen
bilgi ver.
Sevgili karin Josephine
Share:

23 Haziran 2012 Cumartesi

bi sataniste seytan dan gelen vahiyler

on  with No comments 
In  
okuuu!!! şeytanın adıyla oku!!! 
- ben okuma bilmem... kedi kessem olur mu? 
- olur o da olur... 
**** 
-okumaa!!! okulu bırakkkk... 
-ehehehe sevdim lan seni, iyi anlaşacaz. 
-saygılı ol lan kefere, vahiy veriyoz di mi? 
-peki abi. 
**** 
- domal 
- ne? ne diyon lan? 
- isin raconu bu yavrum, seytana vermeyen satanist olamaz 
- z..tir lan, budist olurum daha iyi 
**** 
- iyi geceler sevgili kulum, her nerede yaşanıyor ve 
yaşatılıyorsa. 
- amanın!!! sen miydin o!!! vazgeçtim ben satanistlikten... 
**** 
- gunde yedi kez ibadet et bana.. 
- ne? ha? duyamadim?? 
- yedi kez diyorumi, yedi kez.. 
- anlamadim? kedi mi keseyim? 
****** 
keess!! 
- buyuur 
- kes dedim! 
- ne keseyim.. 
- ne biliyim .. kedi olabilir mesela 
- civ civ de ezeyim mi 
- ez tabi, hatta black metal dinleyip siyah bile giyinebilirsin 
- evet yaw super karizma olur, acaip iyi bi takım olduk farkındamısın 
- farkındayım da sen cehennemde yanacağının farkındamısın 
- ben yanmazsam, sen yanmazsan, biz yanmazsak nasıl çıkarız aydınlıklara 
- olur... 
****** 
-doku 
-ne doku mu 
-yok lan olmadı 
-koku 
-ne kokusu ya... 
-lan boku muydu yoksa 
-abi sen ilk emirini vercen mi ne boku ya 
-ha buldum kedi boku 
-abi z*çtın şimdi hiç değilse kedi kanı falan olsun 
- ohoo, gothic metal dinlemekten kulak kalmamis sende.. 
- yahu duyamiyorum, yuksek sesle soylesen.. 
- hayat diyorum ne guzel, vapurlar felan.. 
**** 
-okuu,okuu... 
-ne abi anlamadım? 
-okuu lan okuu 
-haa aldım evet abi.. 
-tamam şimdi o okudakların sana girsin 
**** 
-oku 
-ne okiiim? 
-eeeeee x-men falan oku. 
-nasi yani? 
-bilmem tutupta birinin bana inanicaani hic dusunmemistim hem ben daha underground(!) takilma taraftariyim din min isleri bozar. 
-eeee bu durumda ben ne xxxxx yiiicem 
-yasiican olucen sonra yanicaksin bol bol. 
-ama ama ama? 
-eeeee metalci hatunlara ben satanistim, sertim, baskaldiririm diye sekil yapip mali gotururken iyi oluyordu 
**** 
-kedi bul! 
-bizim evde var. adı mırnav. 
- tamam kes onu. 
- niye manyakmısın?. 
- kes dedim! 
- niyeki. 
- vahiy lan bu. 
- peki. 
**** 
- dinleeeeeeee 
- ne dinliyim? 
- type o negative dinle , satyricon dinleee 
- peki abi 
**** 
-şeytan : okuu, tıp fakültesini kazan, ortopedi bölümünde uzmanlık yap 
satanist : ... 
şeytan : şu kırılan bacaklarımın tedavisine verdiğim paralar yüzünden 
donuma kadar sattım. allah benim sigorta primlerimi yatırmayacağına göre kendime bi doktor köle yetiştirmem lazım. 
satanist : e hazır yetişmişi var, git bi doktoru peygamber yap 
şeytan : xxxx sen doktorların siyah giydiğini gördün mü hiç, sen bu 
salaklıkla tıp falan kazanamazsın. ben de peygamber diye seni seçtim 
ya kırın ulan bacaklarımı benim gibisine bu ceza az bile.. 
***** 
- okuuu!!! 
- bu aaaakşaaaaam bütüüüüün meyhaaaneeeleeeeriiii... 
- şşşşş napıyon laaan! 
- oku dedin abi 
- vahiy veriyoruz dallama onu oku.. 
- haaa pardon abi oku deyince ben birden şarkı şeyetim 
- misyon değiştirip tanrı'dan af mı dilesem acaba 
************ 
- okuuu!! 
- a-li to-pu at .. ı-şık ı-lık süt iç .. 
- ulan cahil adamı satanist yapmakta ne zormuş, temelden giriyoz anasını satayım muhabbete, oku laaan bakma etrafına .. 
- a-li o-ku-la git.. 
- hay ali z.... seni . 
******** 
-ulan şeytan diyo ki..... 
-ne dio abi??? 
-oku dio okuuuuuu!!! 
-neyi okuyacakmışsın ki abi?? 
-fhm'in yeni sayısını oku dio....şapşal herif!vahiy gelio olm görmüyon mu? 
-aaa!görüyorum,görüyorum bak arkadan bişiler oluo 
-nooluo lan arkadan markadan konuşma! 
-abi walla sana bişiler çıkıo baksana! 
-ulan herşeyimiz terso bea!şeytan bile vahiyi arkadan verio 
faks çeker 
gibi 
-aha!abi çıktı walla çıktı billaaa çıktı 
-ne yazıo lan ben göremiom? 
-ecinni ketuh yazıo abi 
-o ne la!!!! 
-hemen çeviriim sana oku dio abi sana ''oku'' 
-sen nasıl çevirion olm iki saniyede şıp die 
-sen yine iyisin sana faks çekio!bize kargo yolladı zamanında iki 
zebani kötümden çıkardı yazıyı!!! 
**** 
- söyle 
- işte malı arap faitten alıyoduk. 
- ne diyorsunnn? 
- ne diyorsunumu var ilk sen söyle sonra alakalı bende söyliyim 
- agresif! 
- hah az önce satanisttik şimdi agresif olduk 
**** 
- nanik 
- ayıp oluyo bak kedi medi derken alaya alıyosun kırılıyom 
- girdin bi kere bu yola haha 
**** 
- şeytan abi tren desene 
- tren 
- öpsün seni zeki müren ehe öhö ihi 
- oda yanımda selamı var beklio 
- espri anlayışına s.çıyım 
**** 
- Adam: Seytan! yuce tapındıgım yaratık. Sana bu kedinin kanını adıyorum... 
Seytan: yavrucum etme eyleme gunahtır olmaz sakın ha... 
***** 
-kan adaman gerek bana 
-ne kanı 
-bakire kanı olabilir hani,sööyle sarısın,renkli gözlü,cıtır bisiy 
- s..ttr lan öle kızı buldumda sanamı adıcam 
- bu serefsizi iyi yetistirdim,hatunun iyisini kendine saklıyor 
***** 
- iste sana hayatının fırsatı seni peygamber yapıcamm 
- olm git isine bu zamanda olurmu öle sey, popstar,türküyenin yıldızı falan yapsana 
***** 
- hangi takımlısın 
- trabzonsporluyum 
- olmaz manchester 'ı tutcaksın,tum paranı ve hayatını manchester'a adıcaksın 
- kırmızı seytanlar dimi 
- yok yani sende ! borsada kagıtlarını aldım
Share:

19 Haziran 2012 Salı

itiraf.com

on  with No comments 
In ,  

sakargarson; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 23; Ülke: İngiltere
Bizim oradaki Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık indirim duyurularını anons eden kişi şöyle dedi: "Pantolonları indirdik, orta reyonda sizleri bekliyoruz." Geliyoruz anacım, sen öyle kal! 


sonbahargüneşi; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 27; İl: İstanbul
Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden şahıs aynen şöyle dedi: "Gelin hanım köşede, isteyen takabilir." 


muviole; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 38; İl: Ankara
Geçtiğimiz ramazanın Kadir Gecesi'nde teravih namazını kılmak için camiye gittim. Erkekler alt bölümde, kadınlar ise perdeyle ayrılmış üst bölmede hepbirlikte namaza durduk. Kadınlar her defasında secdeye 3-4 saniye geç vardıklarından, üstten gelen ses ile bizim hareketlerimiz arasında bir uyumsuzluk başgösterdi. Bu keyfe keder "senkronizasyon sorunu" mahalle imamımızın, akıllara ziyan bir şekilde duruma müdahale ederek üst kata seslenmesi ile son buldu: "Bayanlar! Geç kalmayın, erkeklerle yatıp, erkeklerle kalkın!"
 
 
uyurdagezerim; Cinsiyet: Erkek; Yaş:18; İl: İstanbul
Trafiğin sıkışık olduğu saatlerde Dolmabahçe´den Beşiktaş´a doğru yürüyordum. Biraz ileride trafikten dolayı yavaş ilerleyen bir polis arabası vardı. Tam o sırada, polis arabasının yanına motorlu bir polis yaklaştı ve bombayı patlattı.´Alırım anahtarını Hasaaan!'.

şirinmaggie; Cinsiyet: Kadın; Yaş:31; İl: Muğla
Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet ederlerken 'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or...pu var. Tamam.' diye bir telsiz anonsu gelmiş. Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize sarılıp telsizin diğer ucundaki memura ´Bu ne biçim anons, malum kadın deyin biz anlarız.´ diye fırça atmış. On dakika sonra gelen telsiz anonsu ikisini de kahkaha krizine sokmuş. ´Komiserim malum kadınlar or...pu değilmiş.Tamam.´
Share:

16 Haziran 2012 Cumartesi

Bill Gates

on  with No comments 
In  



Tanrı demiş ki: "Bill Gates, senin
durumun hakikaten karmaşık.
Seni cennete mi cehenneme mi yollamalı bilemiyorum. Her eve bilgisayar girmesine yardımcı olarak insanlığa katkıda bulundun
ama bir yandan da Windows gibi bir rezaleti
de yarattın. Ben de senin özel
durumuna göre bir şey yapacağım, cenneti de
cehennemi de ziyaret
et,hangisine gideceğine karar ver. Tamam
demiş Bill Gates,"Önce cehenneme
bir bakalım."ve inmiş cehenneme. Bir de
bakmış berrak sulu bir kumsalda
bir sürü güzel kız top oynuyor eğleniyor,
güneş parlıyor hava süper.
"Allaah" demiş Bill Gates, "Cehennem
böyleyse Cenneti hakkaten görmek
isterim." Ve cennete çıkmış. Bir bakmış,
bulutların üzerinde bir yer,
etrafta melekler uçuşuyor, insanlar lir
çalıyor, güzelce bir yer ama
Cehennem kadar değil.









"Tamam" demiş tanrıya
Bill Gates, "Ben cehenneme
gitmeye karar verdim."iki hafta sonra tanrı
cehennemi ziyaret edip Bill Gatesin nasıl olduğuna bakmaya karar vermiş.
Gitmiş Bill'in yanına,
Bill Gates bir duvara zincirlenmiş, alevler
> >>>>içinde karanlık bir
mağarada ve zebaniler işkence ediyor. Nasılsın Bill?
> >>>>diye sormuş. 
Korkunç! Burası iki
hafta önce geldiğim cehennem değil! Kızların
> >>>>oynaştığı o güneşli
kumsala ne oldu? Tanrı cevap vermiş:
O ekran koruyucusuydu...
Share:

15 Haziran 2012 Cuma

KOCA TİPLERİ

on  with No comments 
In ,  
> Kadın akşam işten çıkar. Çocuğu yuvadan alır. Markete geçer ıspanak alır. Koştura koştura  eve 
> döner. Çocuğu soyar, elini yüzünü yıkar. 
> Kendi üstünü değiştirir. Mutfağa koşar. Bir yandan ıspanakları yıkar bir yandan çocuğun sorularına 
> ve ihtiyaçlarına cevap verir. 
> Bir yandan sofrayı hazırlar…  O DA NE YOĞURT ALMAYI UNUTMUŞTUR! Yoğurtsuz ıspanak olmaz Hemen 
> kocasını arar. 

> Kocadan Kocaya değişen cevaplar: 

> 1) Ben geç geleceğim. Toplantım var. Yoğurtsuz yiyin ( laçkalaşmış koca) 

> 2) Ben geç geleceğim Çok üzgünüm,  tühhhhhh şimdi ıspanak da yoğurtsuz olmaz ki. E, yoğurt getireyim 
> kapıdan bırakayım hemen döneyim, toplantı bu, kaçırsam olmaz. Mazallah dağlara taşlara işten atılma 
> sebebim olur, sonra yoğurt dökecek ıspanak bile bulamayız. 
> ( aldatan koca ya da eve gelmemek için bahane arayan koca ,ama bi yandan da vicdanı sızlayan koca..) 

> 3) Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor......... (İşte bu aldatan  koca) 

> 4) Mendebur kadın ıspanağı aldın da yoğurdu niye almadın! ("kazma" tipi koca ) 

> 5) Igggghhhh yine mi ıspanak. Otlaya otlaya sığır olduk ("kalas" tipi koca) 

> 6) Tamam alırım (monotonlaşmış koca) 

> 7) Tamam alırım başka bir şey lazım mı? ( Normal koca) 

> 8) Tamam hayatım alırım başka bir isteğin var mı? (İdeal koca) 

> 9) Aman canııım,  ıspanakla mı uğraştın? Yapmadıysan bırak ya dışardan söyleyelim ya da dışarıda 
> yiyelim (Yok böyle koca) 
Share:

13 Haziran 2012 Çarşamba

Kadınlar ve İçkileri

on  with No comments 
In ,  

 Erkekler kadınları içkilerinden tanıyor!
Erkeklerin karşılarındaki kadınları tanımak için birden fazla yöntemleri var elbette… Ama en çok kullanılan ve en çok ipucu sağlayan yöntemi öğrenmek ister misiniz?
Kadınları tanımanın çeşitli yolları olabilir. Bunlar arasında en şaşmaz sonuçları verenlerden biri ise, kokteyl seçimlerine göre yapılan kadın analizleri. Siz barda sakin sakin otururken sizinle ilgilenen erkeğin bakışlarınızın merakla ne içtiğinizi öğrenmek için içkinize yöneldiğini fark ettiniz mi? Bunu yapma amacı aslında ne içtiğinizi öğrenip, sizin nasıl bir kadın olduğunu anlamak…


Bira:
Bira içen kadınların, delikanlı gibi olma istekleri vardır. Doğal ve eğlenceli bir kişiliğe sahiptirler; fakat kadınlıkları ile ilgili sorunları vardır.


Martini:
Martini içen kadınlar güçlü kadınlardır; aynı zamanda da iyi içicilerdir. Martini kadınları genelde streslidirler, her an depresyona girebilirler. Ama o durumlarından kurtulmak için de uğraşırlar.


Scotch ( İskoç viskisi):
Bu içki “zeka” anlamına gelir. Scotch içen kadınların ayakları yere basar; kim olduklarını bilirler ve başkalarının ne düşündüğü onlar için önemli değildir.


Margarita:
Bu kadınla takılmak oldukça zevklidir. Zariftir, modayı takip eder, eğlenceyi de çok sever. Bilim adamı zekası var diyemeyiz fakat oldukça akıllıdır.


Kırmızı Şarap:
Şarap seven kadınlar genelde sağlıklarına düşkündürler ve tutucu ve ölçülüdürler. Onlarda anne şefkati vardır, bu yüzden hassas ve sıcakkanlıdırlar. Şarabın boğazlarında bıraktığı o sıcaklığa bayılırlar.


Şampanya:
Şampanya içen kadınlar elit takılırlar, insanların kendileri hakkında entelektüel olduklarını düşünsün isterler ve Fransız kadını olma arzuları vardır; içlerinde de dönüp duran birkaç fantazi...


Cosmo:
İşte başka bir tutucu kadın. Bu tür kadınlar genelde akıntıya kapılmazlar fakat kendilerini de bilgili göstermek için gereğinden fazla uğraşırlar.


Rom & Kola:
Bu kadınlar oldukça eğlenceye düşkündürler ve yerlerinde duramazlar. Eğer bir bardak rom konuşabilse : “Bu akşam kopmaya gidiyoruz.” derdi.


Rakı:
Rakı içen kadınların muhabbetlerine doyum olmaz... Bir kadın rakı içiyorsa, her ortama uyum sağlamayı bilen güçlü bir kadındır...


Vodka:
Vodka içen kadınlar eğlenmeyi seven ve asi kadınlardır. Ertesi günü düşünmeden anı yaşamayı ok iyi bilirler... Fakat bazen çok somurtkan olabilirler...
Share: